-
1 viraj almak
to corner -
2 viraj
viraj Kurve f;viraj almak, virajı dönmek die Kurve nehmen; fam einen Fauxpas doch noch vermeiden;keskin viraj scharfe Kurve -
3 viraj
вира́ж (м)* * *вира́ж, поворо́тviraj almak — а) повора́чивать, брать вира́ж; б) арго залива́ть, привира́ть, ве́шать лапшу́ на́ уши
-
4 viraj
curve, bend (in a road). - almak 1. to go around a curve, take a curve (in a road). 2. slang to lie. -
5 bend
n. bükme; kıvırma, kıvrım, dönemeç; viraj; dirsek————————v. eğmek, kıvırmak, bükmek, esnetmek; işe geldiği gibi değiştirmek, oynama yapmak, yönelmek; eğilmek, bükülmek, boyun eğmek, çökmek (diz), kıvrılmak; katlamak, bağlamak (yelken)* * *1. büküm (n.) 2. bük (v.) 3. kıvrım (n.)* * *[bend] 1. past tense, past participle - bent; verb1) (to make, become, or be, angled or curved: Bend your arm; She bent down to pick up the coin; The road bends to the right; He could bend an iron bar.) bük(ül)mek, kıvrılmak, eğ(il)mek, viraj almak2) (to force (someone) to do what one wants: He bent me to his will.) zorlamak2. noun(a curve or angle: a bend in the road.) kıvrım, köşe, dirsek, viraj- bent on -
6 შეხვევა
f.sargıyla sarmak, paketlemek, viraj almak -
7 Kurve
См. также в других словарях:
viraj almak — virajı dönmek Memur, geç işareti verince gaza bastı ve virajı umduğundan güzel aldı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
viraj — is., Fr. virage Bir yolun kıvrıldığı yer, büküntü, dönemeç Bu dönüm noktası ... meğer bir ölüm virajı imiş! Y. Z. Ortaç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller viraj almak … Çağatay Osmanlı Sözlük